Islık

 Odamızın kapısının kolu eskidir, üstündeki işlemeleri kaybolmaya yüz tutmuş, yavaşça indirir kolunu, ağlamaklı şekilde açılır.

Maraton başlar sanki tüm tozlar çevreye uçuşur, küf kokusu ve havasız oda karşılar.

Seni görsün diye aranır gözler, sokak lambasının ışığı üstüne düşer yastığının, boşluğa bakışlarım düşer, dipsiz denizlere benliğim.

Odamız küçüktür, sen gittiğinden bu yana çoban ıslığı kadar ıssız.

Pencerenin önünde kabullenmiş bir bekleyişle bekleyen masa ve sandalye, onlara kavuşmamı pek de sevinmemiş şekilde karşılar.

Küllük dolmuş artık sığmazdı masaya, içimdeki boşluğa katran yamar gönlünü alırdın. 

İlk ilmiği atmadan önce, notların üstünden fazla sabırsız olan külleri halıya silkmekten başka çare bulunmazdı. 

Aralarından boş bi kağıt koymalı baş köşeye ve başlamalı ölümün köşesinde uçuşan uçurtmalarla yarışmaya.


Yorumlar

  1. Muntazam bir sadelikle bezenmiş, güzel bir betimleme olmuş. Bir an için o odada dolaştım ve havasını soludum. Ellerine, emeğine, yüreğine, kalemine sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Blue bird

Tütün

Mary